Nükleer Savaş
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması ve bu işgalin uzaması birçok tehlikeyi de beraberinde getirdi. Hayat pahalılığı, mülteci meselesi, siyasi restleşmeler ve ekonomik yaptırımlar bunların en önemlisi olarak ön plana çıkıyor. Ancak son günlerde özellikle Rusya’nın dillendirdiği ve kendisine uygulanan yaptırımlara karşı bir koz ve Ukrayna açısından da caydırıcı bir kuvvet olarak Nükleer savaş tehdidi gündemi meşgul ediyor. Peki böyle bir durumda insanlığı nasıl bir tehlike bekliyor ve olası bir nükleer bomba atılmasında bunun etkisi ne olur ona bakalım.
Nükleer Bombaların Yıkıcı Etkisi
Bilindiği üzere dünya üzerinde hemen hemen bütün devletlerde ciddi bir silahlanma yarışı bulunuyor. Tank, top, tüfek, uçak vb. geleneksel savaş silahlarıyla birlikte büyük devletler nükleer enerjiyi de silah olarak envanterlerinde bulundurmaktan çekinmiyor. Nitekim bu durum büyük devletler arasında caydırıcılığın en önemli sebebi sayılıyor.
1945 yılında ilk kez Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine ABD tarafından atılan atom bombaları nükleer silahların bir savaşta kullanıldığı ilk örnek olmuştur. Yıkıcı etkisinin günümüzde hala hissedildiği bu saldırının ardından başta ABD olmak üzere SSCB, Çin, Fransa, İngiltere gibi büyük ülkeler nükleer silah geliştirmeye başlamış ve dünya nükleer silah başlıklarıyla oldukça tehlikeli bir yer halini almıştır.
Diğer taraftan nükleer bombaların yıkıcı etkisi üzerinde ciddi araştırmalar yapılmıştır. Nükleer bombanın çeşidi, ne kadar yüksekte patladığı, gücü ve o esnadaki hava koşullarının bombanın yıkıcılığı üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Bombanın patlamasıyla ortaya yayılan yüksek dereceli ısı, elektromanyetik ışınlar, basınç ve radyasyon insanların yanarak ölmesine, sakat kalmalarına ve hatta bu bombadan kurtulsalar bile ölene kadar vücutlarında derin etkiler ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan genetik bozukluklar normal insan profilinin haricinde farklı yapılarda doğumlar olmasına ortaya çıkan yoğun radyasyon kanser riskinin büyük ölçüde artmasına sebep olmaktadır.
Nükleer bombanın insan üzerindeki olumsuz etkisinin yanında atıldığı bölgedeki doğal yaşamı da yok ettiği görülmüştür. Bombanın gücüne göre yüz km ile on bin km arasındaki bir alanın kirlenmesine yol açtığı ifade edilmiştir. Diğer taraftan nükleer bomba ekonomik ve sosyal problemleriyle birlikte tam bir kaos oluşmasını sağlayacak en tehlikeli silah olarak ifade edilebilir.
Nükleer Savaş Tehlikesi
İkinci dünya savaşından sonra iki kutba ayrılan dünyada ABD ve SSCB ileri derecede nükleer silahlanmaya gitmiş ve müttefikleriyle birlikte soğuk savaş dönemini başlatmışlardır. İki ülke arasında yaşanan Küba füze krizi dünyayı nükleer savaşın eşiğine getirmiş ancak daha sonra korkulan olmamış sağ duyulu açıklamalar tansiyonu düşürmüştür. Bu olaydan sonra dünya için nükleer silahların tehlikesi bir kez daha gün yüzüne çıkmış ve özellikle iki devlet bu konuda anlaşma yoluna giderek nükleer silah başlıklarını azaltmışlardır.
1991 yılında SSCB’nin dağılması dünya gündeminden Nükleer bombaları ve savaşı düşürmüş olsa da son günlerde yine SSCB’nin mirasına sahip çıkmaya çalışan Rusya tarafından “caydırıcı güç” olarak ifade edilen Nükleer silah kullanımı dünya gündemine girmiştir. Her ne kadar diğer batılı büyük devletler tarafından bu durum büyük tepki görse de tepki gösteren devletlerin hemen hepsinin nükleer silaha sahip olması bu devletlerin samimiyetleri konusunda kuşku uyandırıyor. Dünya bir kez daha nükleer bombalar ile yüzleşecek mi bunu zaman gösterecek.
Bi nükleer savaş eksikti