Son dönemde artan döviz kurları ve vergi oranları, teknoloji sektöründe en belirgin şekilde hissedilen zorluklardan birini oluşturuyor. Akıllı telefon sektörü de bu olumsuz etkilerden payını alıyor. Özellikle iPhone 14 gibi premium modellerin başlangıç fiyatlarının 48 bin 304 TL gibi yüksek seviyelere ulaştığını göz önünde bulundurduğumuzda, bir iPhone sahibi olmanın artık ciddi ödeme gerektiren bir yatırım haline geldiği söylenebilir.
Fakat Apple, bu zorlu koşullara rağmen kullanıcıların daha ulaşılabilir fiyatlarla kaliteli bir deneyim yaşayabilmesi için SE serisine yeniden odaklanma niyetinde. SE serisi, “ucuz iPhone” olarak bilinirken, bu seri sayesinde Apple, daha uygun fiyatlı modeller sunarak daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı amaçlıyor.
Artan döviz kurları ve vergi oranlarının getirdiği mali zorluklar, teknoloji şirketlerini stratejilerini yeniden gözden geçirmeye yönlendiriyor. Özellikle premium modellerin yüksek fiyatları, birçok kullanıcının erişimini kısıtlıyor ve alternatif seçeneklere yönlendiriyor. SE serisi gibi daha uygun fiyatlı modellerin yeniden gündeme gelmesi, kullanıcıların talepleri ve bütçeleriyle daha uyumlu ürünlere erişimini sağlamayı hedefliyor.
İphone 8’den Bir Farkı Yok
Ucuz iPhone olarak bilinen SE serisi, zaman içinde kullanıcılardan aldığı en büyük eleştirilerden birini demode tasarımıyla karşıladı. Apple, özellikle sonsuz ekran veya çentikli ekran olarak bilinen tuşsuz tasarım konseptini SE serisine getirmemişti. iPhone SE 2 ve SE 3 modellerinin tasarım açısından iPhone 8’e benzemesi, kullanıcıların eleştirilerine konu olan bir noktaydı.
SE serisi, daha uygun fiyatlı bir seçenek olarak sunulsa da tasarım açısından belirli bir döneme ait özellikleri taşıması, bazı kullanıcıların beklentilerine uymamasına neden oldu. Apple’ın diğer iPhone modellerinde benimsediği modern ve yenilikçi tasarım anlayışının, SE serisinde aynı şekilde yansıtılmamış olması, eleştirilere yol açan bir faktör haline geldi.